Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
8 Mart 2011 Salı
Gün Boyu Zinde Kalmanın Yolları
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 05:16 |
Etiketler:
Genel,
Kadın Yaşam,
Sağlık,
Yaşam

7 Mart 2011 Pazartesi
6 Mart 2011 Pazar
Zayıflatan 5 Gıda
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 12:22 |
Etiketler:
Diyet,
Sağlık,
Yemek-İçmek,
Zayıflamak

5 Saat Uyku Yeterli mi?
ABD'de yapılan yeni bir araştırma, en ideal uyku süresinin 7 saat olduğu savunan bilimadamlarını yalanlar nitelikte.
İtalyan Corriere della Sera gazetesinde çıkan habere göre, California Üniversitesinden bir grup bilimadamının 14 yıl süren araştırmasının sonuçları gösteriyor ki, rüyalar diyarında sadece 5 ila 6,5 saat geçirmek sağlıklı bir yaşam için yeterli.
450 kadın üzerinde yapılan araştırmada, katılımcılara sadece uyku alışkanlıklarıyla ilgili sorular yöneltmekle yetinmeyen bilimadamları, bu kişileri, kalp ritmleri vasıtasıyla uykularında da izledi.
Araştırmanın sonunda şaşırtıcı veriler elde eden bilimadamları, 5 ila 6,5 saat uyuyan kadınların büyük oranda daha uzun ömürlü olduğunu gözlemledi.
Daha önce yapılan bir araştırmada, en ideal uyku süresinin 7 saat olduğu belirtilerek, bundan fazla ya da az uyumanın kalp hastalıklarına yakalanma riskini arttırdığı ve yaşam süresini kısalttığı öne sürülmüştü.
-star
İtalyan Corriere della Sera gazetesinde çıkan habere göre, California Üniversitesinden bir grup bilimadamının 14 yıl süren araştırmasının sonuçları gösteriyor ki, rüyalar diyarında sadece 5 ila 6,5 saat geçirmek sağlıklı bir yaşam için yeterli.
450 kadın üzerinde yapılan araştırmada, katılımcılara sadece uyku alışkanlıklarıyla ilgili sorular yöneltmekle yetinmeyen bilimadamları, bu kişileri, kalp ritmleri vasıtasıyla uykularında da izledi.
Araştırmanın sonunda şaşırtıcı veriler elde eden bilimadamları, 5 ila 6,5 saat uyuyan kadınların büyük oranda daha uzun ömürlü olduğunu gözlemledi.
Daha önce yapılan bir araştırmada, en ideal uyku süresinin 7 saat olduğu belirtilerek, bundan fazla ya da az uyumanın kalp hastalıklarına yakalanma riskini arttırdığı ve yaşam süresini kısalttığı öne sürülmüştü.
-star
Diş Sağlığınız İçin Sakız Çiğneyin
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 05:31 |
Etiketler:
Güzellik,
Kadın Sağlığı,
Sağlık

Şekerli besinlerin dişe verdiği zararı aza indirmenin yolu sakız çiğnemekten geçiyor. Sakız tükrüğü artırıyor, tükrük dişi koruyor.
• Bayramda tüketimi artan şeker, çikolata ve tatlı gibi şekerli gıdaların dişler üzerindeki olumsuz etkilerinin şekersiz ya da ksilitollü (yapay tatlandırıcılı) sakız çiğnenerek azaltılabileceği bildirildi.
Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ülker, bayramlarda şeker, çikolata, baklava tüketimin arttığına vurgu yaparak, bilimsel araştırmalarda diş çürüğü ile şeker tüketimi arasında çok ciddi bir ilişkinin saptandığını kaydetti.
Diş çürüğü nedeniyle ağrıların oluştuğunu, daha ileri dönemlerde de diş kayıplarının yaşanabildiğini ifade eden Ülker, çürüğün en sık rastlanılan rahatsızlıklardan biri olduğuna dikkat çekerek, gelişen toplumlarda dişle ilgili ciddi problem olduğunu vurguladı.
BOL BOL FIRÇALAYIN
Şekerin dişler üzerindeki olumsuz etkisinden kurtulabilmek için mümkün olduğu kadar çabuk, şekerin dişten uzaklaştırılması gerektiğine dikkati çeken Ülker, şunları önerdi.
• Şekerin diş üzerinde tutunma süresini azaltın.
• Misafirlikte dişlerini fırçalamak kolay olmayabilir. Bu gibi durumlarda en azından ağzımızı çalkalamak gerekir.
• Tükürüğün akışını ve kalitesini artırmak için sakız çiğnenebilir. Burada biz şekersiz sakızlarla ya da yapay tatlandırıcılı sakızlarla tükürük akışını artırabilir ve dişlerimizi şekerin olumsuz etkilerinden koruyabiliriz.
• Şeker yedikten sonra daha sert şeyler tüketerek de şeker kalıntılarını dişten uzaklaştırmak mümkün. Örneğin, bir salatalık, havuç veya elma yemek faydalı olabilir.
• Tatlılardan sonra peynir tüketin. Peynirin içerisinde çürüğü engelleyecek maddeler var. Yemekten sonra bir dilim peynir tüketmek dişlerin koruması açısından faydalı olur.
-star
• Bayramda tüketimi artan şeker, çikolata ve tatlı gibi şekerli gıdaların dişler üzerindeki olumsuz etkilerinin şekersiz ya da ksilitollü (yapay tatlandırıcılı) sakız çiğnenerek azaltılabileceği bildirildi.
Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ülker, bayramlarda şeker, çikolata, baklava tüketimin arttığına vurgu yaparak, bilimsel araştırmalarda diş çürüğü ile şeker tüketimi arasında çok ciddi bir ilişkinin saptandığını kaydetti.
Diş çürüğü nedeniyle ağrıların oluştuğunu, daha ileri dönemlerde de diş kayıplarının yaşanabildiğini ifade eden Ülker, çürüğün en sık rastlanılan rahatsızlıklardan biri olduğuna dikkat çekerek, gelişen toplumlarda dişle ilgili ciddi problem olduğunu vurguladı.
BOL BOL FIRÇALAYIN
Şekerin dişler üzerindeki olumsuz etkisinden kurtulabilmek için mümkün olduğu kadar çabuk, şekerin dişten uzaklaştırılması gerektiğine dikkati çeken Ülker, şunları önerdi.
• Şekerin diş üzerinde tutunma süresini azaltın.
• Misafirlikte dişlerini fırçalamak kolay olmayabilir. Bu gibi durumlarda en azından ağzımızı çalkalamak gerekir.
• Tükürüğün akışını ve kalitesini artırmak için sakız çiğnenebilir. Burada biz şekersiz sakızlarla ya da yapay tatlandırıcılı sakızlarla tükürük akışını artırabilir ve dişlerimizi şekerin olumsuz etkilerinden koruyabiliriz.
• Şeker yedikten sonra daha sert şeyler tüketerek de şeker kalıntılarını dişten uzaklaştırmak mümkün. Örneğin, bir salatalık, havuç veya elma yemek faydalı olabilir.
• Tatlılardan sonra peynir tüketin. Peynirin içerisinde çürüğü engelleyecek maddeler var. Yemekten sonra bir dilim peynir tüketmek dişlerin koruması açısından faydalı olur.
-star
Plazmalipo Yöntemiyle Yağlara Son
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 05:08 |
Etiketler:
Sağlık,
Zayıflamak

Vücutta daha çok göbek, bel ve basen gibi bölgede biriken yağlar, liposuctiona alternatif geliştirilen, 360 derecelik alana 'ışık topları' yayabilen sistem sayesinde, genel anestezi olmadan yok edilebiliyor.
Japon bilim adamlarınca geliştirilen ve Türkiye'ye de uygulanmaya başlanan sistemle ilgili bilgi veren Tanit Estetik Merkezi'nden Op. Dr. Ümit Yaşar Çelemli, 'Plazmalipo' denilen uygulamada, inceltilmek istenen bölgeye verilen lazer ışınlarının, 360 derelik bir açıda yoğun bir yağ dokusunu çok kısa sürede eritebildiğini anlattı.
Bu işlemin hasta genel anestezi altında uyutulmadan, sadece yağ dokusunun eritileceği bölgeye lokal anestezi uygulanarak yapılabildiğini bildiren Çelemli, yeni sistem sayesinde şimdiye kadar yapılamayan, cildin içeriden dışarıya doğru kuvvetli bir şekilde uyarılmasının sağlanabildiğini kaydetti.
Yüzeysel uygulama sonrasında özelliklekol , gıdı ya da çene gibi cerrahi çözümlerin zor olduğu bölgelerde ileri derecede sıkılaşma ve gerilme meydana geldiğini ifade eden Çelemli, 'Bu sayede sadece bölgesel incelmede değil, aynı zamanda ameliyatsız cilt germe uygulamalarında da hızlı, güvenli ve etkili sonuçlara ulaşılabiliyor' diye konuştu.
Opr. Dr. Çelemli, plazma enerjisi 360 derecelik bir etki alanına sahip olduğu için her bir uygulamada çok daha fazla yağ dokusunun eritilebildiğini, böylece kısa süreli seanslarda maksimum verim alınabildiğini söyledi.
Çelemli, 'Klasik liposuction ile 140 dakika süren bir uygulama, bu sistemle sadece 20 dakika sürüyor. Bu, hastaya daha az maliyet ve minimal travma olarak geri dönüyor' diye konuştu.
Sistemin göbek, bel çevresi, sırt, basen, diz içi, ayak bileği, kol ve gıdı gibi bölgelerde olumlu sonuçlar verdiğini bildiren Çelemli, 'Ayrıca özellikle erkeklerde görülen jinekomasti (göğüs büyümesi ) vakalarında da sonuçlar son derece yüz güldürücü' bilgisini aktardı.
Çelemli, zayıflama, bölgesel incelme ve gevşemiş cilt yapısının toparlanması amacıyla kavitasyon, radyofrekans, ThermoC, İntracel gibi diğer yöntemlerle de kombine edilebileceğini belirtti.
Hastaların uygulama sonrası normal yaşamlarına devam edebildiklerini, bazı durumlarda 1-2 gün çok hafif bir bandaj kullanılmasını önerdiklerini ifade eden Çelemli, ileri derece kalp, böbrek ve akciğer hastalığı olanlarla hamilelere bu uygulamanın önerilmediğini bildirdi.
Çelemli, Plazmaliponun, diyet ve egzersize rağmen aşırı yağlanma ve yağ birikimi, yüz, kol ya da vücudunda cilt gevşeme ve sarkma sorunu olan 18 yaş üzerindeki kadın ve erkeklerde uygulanabileceğini kaydetti.
-'GIDI VE DİZ İÇİ UYGULAMALARI ÇOK KOLAY VE SONUÇLARI HIZLI'-
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihat Nazmi Baran da, bu sistemin aspirasyonla (yağ dışarıya çekilerek) ya da aspirasyonsuz (yağ dışarı çekilmeden) uygulanabildiğini bildirdi.
Sistemin geniş bölgelerde aspirasyonla kullanımını tercih ettiklerini ifade eden Baran, 'Bu sayede tedaviden daha hızlı sonuç alabiliyoruz. Aspirasyonsuz uygulamalarda ise tedaviden 1 hafta sonra, yağların lenf bezleri yoluyla atılımı hızlandıracak destek tedaviye girmelerini öneriyoruz' diye konuştu.
Aspirasyonsuz uygulamalarda, vücudun eritilen yağları karaciğer üzerinden metabolize ederek doğal yollardan attığını anlatan Baran, şu bilgileri aktardı:
'Bu süreç daha yavaştır ve 10'ncu günden itibaren sonuçlar görülmeye başlar. Genel olarak nihai sonuç 1 ayda alınır. Aspirasyon yapıldığında tek seans uygulanır. Aspirasyonsuz uygulandığında bir veya birkaç seans gerekebilir.
Sistemin gıdı, diz içi, göğüs yağlanmaları, üst kollar gibi dar bölgelerde rahat ve sorunsuz kullanımı, uygulayıcı ve hasta için önemli bir avantajdır. Gıdı ve diz içindeki uygulamalar çok kolaydır ve sonuçları da hızlı alınır. Üst kollarda ise incelme dışında cildin gerginleştirilmesi için de kullanılabilir.'
Karın, bel çevresi, bacak gibi geniş bölgelerde Plazmalipo tedavisinin aspirasyonla birlikte gerçekleştirilmesinin büyük bir avantaj olduğuna işaret eden Baran, 'Bu sayede, eritilen yağ travma yaratmadan vücut dışına alırken, aynı anda ısının etkisiyle cildin gerilmesi de sağlanır' dedi.
Plazmalipo yönteminin bazı plastik cerrahi uygulamalar ile kombine şekilde de kullanılabildiğini anlatan Baran, hastanın ihtiyaç durumuna göre, örneğin karın ve göğüs ameliyatları ile birlikte ya da klasik liposuction sonrası bazı düzeltmeler için de uygulanabileceğini söyledi.
-habervitrini
Japon bilim adamlarınca geliştirilen ve Türkiye'ye de uygulanmaya başlanan sistemle ilgili bilgi veren Tanit Estetik Merkezi'nden Op. Dr. Ümit Yaşar Çelemli, 'Plazmalipo' denilen uygulamada, inceltilmek istenen bölgeye verilen lazer ışınlarının, 360 derelik bir açıda yoğun bir yağ dokusunu çok kısa sürede eritebildiğini anlattı.
Bu işlemin hasta genel anestezi altında uyutulmadan, sadece yağ dokusunun eritileceği bölgeye lokal anestezi uygulanarak yapılabildiğini bildiren Çelemli, yeni sistem sayesinde şimdiye kadar yapılamayan, cildin içeriden dışarıya doğru kuvvetli bir şekilde uyarılmasının sağlanabildiğini kaydetti.
Yüzeysel uygulama sonrasında özellikle
Opr. Dr. Çelemli, plazma enerjisi 360 derecelik bir etki alanına sahip olduğu için her bir uygulamada çok daha fazla yağ dokusunun eritilebildiğini, böylece kısa süreli seanslarda maksimum verim alınabildiğini söyledi.
Çelemli, 'Klasik liposuction ile 140 dakika süren bir uygulama, bu sistemle sadece 20 dakika sürüyor. Bu, hastaya daha az maliyet ve minimal travma olarak geri dönüyor' diye konuştu.
Sistemin göbek, bel çevresi, sırt, basen, diz içi, ayak bileği, kol ve gıdı gibi bölgelerde olumlu sonuçlar verdiğini bildiren Çelemli, 'Ayrıca özellikle erkeklerde görülen jinekomasti (göğüs büyümesi ) vakalarında da sonuçlar son derece yüz güldürücü' bilgisini aktardı.
Çelemli, zayıflama, bölgesel incelme ve gevşemiş cilt yapısının toparlanması amacıyla kavitasyon, radyofrekans, ThermoC, İntracel gibi diğer yöntemlerle de kombine edilebileceğini belirtti.
Hastaların uygulama sonrası normal yaşamlarına devam edebildiklerini, bazı durumlarda 1-2 gün çok hafif bir bandaj kullanılmasını önerdiklerini ifade eden Çelemli, ileri derece kalp, böbrek ve akciğer hastalığı olanlarla hamilelere bu uygulamanın önerilmediğini bildirdi.
Çelemli, Plazmaliponun, diyet ve egzersize rağmen aşırı yağlanma ve yağ birikimi, yüz, kol ya da vücudunda cilt gevşeme ve sarkma sorunu olan 18 yaş üzerindeki kadın ve erkeklerde uygulanabileceğini kaydetti.
-'GIDI VE DİZ İÇİ UYGULAMALARI ÇOK KOLAY VE SONUÇLARI HIZLI'-
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihat Nazmi Baran da, bu sistemin aspirasyonla (yağ dışarıya çekilerek) ya da aspirasyonsuz (yağ dışarı çekilmeden) uygulanabildiğini bildirdi.
Sistemin geniş bölgelerde aspirasyonla kullanımını tercih ettiklerini ifade eden Baran, 'Bu sayede tedaviden daha hızlı sonuç alabiliyoruz. Aspirasyonsuz uygulamalarda ise tedaviden 1 hafta sonra, yağların lenf bezleri yoluyla atılımı hızlandıracak destek tedaviye girmelerini öneriyoruz' diye konuştu.
Aspirasyonsuz uygulamalarda, vücudun eritilen yağları karaciğer üzerinden metabolize ederek doğal yollardan attığını anlatan Baran, şu bilgileri aktardı:
'Bu süreç daha yavaştır ve 10'ncu günden itibaren sonuçlar görülmeye başlar. Genel olarak nihai sonuç 1 ayda alınır. Aspirasyon yapıldığında tek seans uygulanır. Aspirasyonsuz uygulandığında bir veya birkaç seans gerekebilir.
Sistemin gıdı, diz içi, göğüs yağlanmaları, üst kollar gibi dar bölgelerde rahat ve sorunsuz kullanımı, uygulayıcı ve hasta için önemli bir avantajdır. Gıdı ve diz içindeki uygulamalar çok kolaydır ve sonuçları da hızlı alınır. Üst kollarda ise incelme dışında cildin gerginleştirilmesi için de kullanılabilir.'
Karın, bel çevresi, bacak gibi geniş bölgelerde Plazmalipo tedavisinin aspirasyonla birlikte gerçekleştirilmesinin büyük bir avantaj olduğuna işaret eden Baran, 'Bu sayede, eritilen yağ travma yaratmadan vücut dışına alırken, aynı anda ısının etkisiyle cildin gerilmesi de sağlanır' dedi.
Plazmalipo yönteminin bazı plastik cerrahi uygulamalar ile kombine şekilde de kullanılabildiğini anlatan Baran, hastanın ihtiyaç durumuna göre, örneğin karın ve göğüs ameliyatları ile birlikte ya da klasik liposuction sonrası bazı düzeltmeler için de uygulanabileceğini söyledi.
-habervitrini
2 Mart 2011 Çarşamba
Saç Bakımında En Çok Merak Edilenler
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 16:24 |
Etiketler:
Güzellik,
Saç Bakımı,
Sağlık

Saçınıza Güzellik Katan Gıdalar
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 16:06 |
Etiketler:
Güzellik,
Saç Bakımı,
Sağlık

Güzelliğinizle herkesi büyüleyeceksiniz, mutlaka bu gıdaları deneyin.
BAL:
Balın beslenmedeki yararlarının yanı sıra, saç için de faydalı olduğunu bilmelisiniz. Bal, saçtaki nemi alır ve hapseder. Bir çorba kaşığı balı şampuanınıza ekleyin. Yıkadıktan sonra saçınızın ne kadar yumuşak olduğunu göreceksiniz.
PİRİNÇ:
Uzakdoğu mutfağının incisi pirinç, saçı dolgun gösterici özelliğe sahiptir. Bir kap pirinci, iki kap dolusu suyun içine koyun ve sabaha kadar bekletin. Sabah pirinci süzdükten sonra suyunu sprey ağızlı şişeye dökün. Saçınızı kurutmadan önce bu karışımı başınıza sıkın.
ELMA SİRKESİ:
Elma sirkesi muhteşem bir parlatıcıdır. Şampuanla saçınızı yıkadıktan sonra saçınızı bir miktar elma sirkesiyle duruladıktan sonra elde edeceğiniz parlaklığa siz de şaşıracaksınız. Yalnız bu uygulamayı boyalı saçlarda gerçekleştirmeyin.
NANELİ ÇAY:
5 adet naneli çay poşetini çaydanlıkta demleyin. Soğumaya bırakın, bu sırada saçınızı şampuanlayıp durulayın. Soğuyan naneli çayınızı da son durulama suyu olarak kullanın. Nane, saçınızdaki fazla yağı ortadan kaldıracaktır.
KUŞBURNU ÇAYI:
İri ve dolgun buklelere sahip olmak için kuşburnu çayını demleyin ve zeytinyağıyla eşit oranda karıştırıp boş bir şampuan şişesinden bir gece bekletin. Ertesi gün bu karışımı kuru saçınıza sürüp tarayın. 10 dakika beklettikten sonra saçınızı yıkayın. Ve buklelerinizle etrafa hava atmaya hazırlanın!
(habertürk)
Açlığı Bastıran Yiyecekler
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 16:03 |
Etiketler:
Diyet,
Güzellik,
Sağlık,
Yemek-İçmek,
Zayıflamak

Sinüzit Hastalığı Nedir ?
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 15:51 |
Etiketler:
Sağlık

Çocuklarda en sık görülen hastalıklardan biri de sinüzittir.
Sinüzitte de en sık rastlanan mikroplar Haemophilus influenzae ve Streptococcus pnomaniaedir.
Burun tıkanıklığı ve iltihaplı akıntının yanı sıra yüz kemiklerinde şiddetli ağrılar başlar ve ağrı baş öne eğilince arlar.
Göz yaşarması, göz etrafında şişlik, 38 i geçmeyen ateş, yüze basma ile ağrının artması sinüzitin diğer belirtileri arasındadır.
Muayenede tüm burun mukozasının şiş ve ileri derecede kızarık olduğu görülür.
Tedavi antibiyotikler ve burun açıcı ilaçlarla yapılır.
Tedavi süresi 10 günden az olmamalıdır.
İyi tedavi edilmemiş sinüzitler komplikasyon yapabilir. İltihap göz ve beyin zarına dağılabilir. Ancak bu komplikasyonlar çok sık görülmez.
(bilgice)
Sinüzitte de en sık rastlanan mikroplar Haemophilus influenzae ve Streptococcus pnomaniaedir.
Burun tıkanıklığı ve iltihaplı akıntının yanı sıra yüz kemiklerinde şiddetli ağrılar başlar ve ağrı baş öne eğilince arlar.
Göz yaşarması, göz etrafında şişlik, 38 i geçmeyen ateş, yüze basma ile ağrının artması sinüzitin diğer belirtileri arasındadır.
Muayenede tüm burun mukozasının şiş ve ileri derecede kızarık olduğu görülür.
Tedavi antibiyotikler ve burun açıcı ilaçlarla yapılır.
Tedavi süresi 10 günden az olmamalıdır.
İyi tedavi edilmemiş sinüzitler komplikasyon yapabilir. İltihap göz ve beyin zarına dağılabilir. Ancak bu komplikasyonlar çok sık görülmez.
(bilgice)
Kolesterolü Düşüren Yiyecekler
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 15:45 |
Etiketler:
Sağlık,
Sağlıklı Beslenme,
Şifalı Bitkiler,
Yemek-İçmek

Kemik Sağlığı İçin Ne Yapmalı?
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 15:38 |
Etiketler:
Kadın Sağlığı,
Sağlık,
Sağlıklı Beslenme,
Yaşam

27 Şubat 2011 Pazar
Gençlere Cilt Bakımı Önerileri
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 16:37 |
Etiketler:
Cilt,
Güzellik,
Kadın Sağlığı,
Sağlık

Genç yaşlarda cilt bakımının önemi adet dönemiyle başlar. Zira hormonal değişimle beraber cildin yapısı değişime uğrar.Bu hormonal değişim sonucu ciltte bir dizi problemler başlar.
Örneğin sivilcelenme, akne, siyah nokta, aşırı kuruluk veya aşırı yağlanma gibi.
Bu yaşların başlaması ile birlikte düzenli bir cilt bakımı ve kozmetik malzemelerin kullanımı çok önemlidir. Böylece ileride oluşabilecek sorunların şimdiden giderilmesi sağlanır, cildin pürüzsüz ve zinde kalması garantilenir.
Gençlerin uyması gereken öneriler:
1. Sabun kullanma alışkanlığını bırakmak gerekir. Zira dünyanın en iyi sabunu bile olsa sabunun kurutucu etkisi vardır ve kurutması cildin dıştan gelen tehlikeli mikroplara karşı savunmasız kalmasına neden olur.
2. Sabun yerine temizleme sütü ve toniği bu yaş grubu için en idealidir. Çoğu genç kız alışkanlık ve yanlış bilgilendirme sonucu temizleme sütü yerine tonik kullanmaktadır. Temizleme sütleri üst deride ve bir alt katmanda birikmiş kirlerin, deri yolu ile atılmış ifrazatların gidermesini sağlar. Bunu cildi tahriş etmeden yapar. Tonik ise sütün kalıntılarını alır, gözeneklerin tekrar büzülmesini ve derinin bir sonraki işleme (krem sürmeye) hazır ve emici olmasını sağlar. Temizleme etkisi süt gibi değildir.
3. Sabah ve akşam nemlendirici kullanılması önerilir. Derinin siyah nokta yapma alışkanlığı varsa ve gözenekleri büyük ise gözenek sıkışaştırıcı kullanılması tavsiye edilir.
4. Haftada bir derin temizleme ve peeling yapılmalı. Böylece ciltte aşırı ölü hücre ve kirin birikmesi engellenir, cilt nefes alır. Eğer cilt aşırı yağlı ise haftada iki defa peeling yapılması önerilir.
5. Akneli ve sivilceli deriler ise özel bir itina ile temizlenip tedavi edilmelidir. Kesinlikle ihmal edilmemeli. İlk devrelerinde müdahale şarttır. Öncelikle sivilcelenmenin gerçek nedeni tespit edilmeli ve tedavi buna göre yapılmalıdır. Çoğunlukla ana nedenler cildin mikrop alması, yanlış beslenme, hormonal dengesizlikler, yemek alerjisi, güneş alerjisi, ciltteki faydalı vitaminlerinin eksilmesi ve strestir. Bu nedenler çoğunlukla kombine halinde veya tek başına olabilir, ama genelde bazıları direkt sebep iken diğerleri uyarıcıdır.
Akne ve sivilce erkeklerde de aynı nedenlere bağlı olarak oluşur.
Genç yaşlarda uyulması gereken hususlar:
1. Sabun ve uyarıcı cins kozmetik malzemeleri kullanılmamalı. Traş losyonu da dahil. Bunların yerine temizleme jelleri veya kremleri kullanılmalı.
2. Sivilcelenme sorunu meydana geldiği andan itibaren dikkatle tedavi edilmeli. Aksi takdirde fark edilmeden çoğalacak ve iyileştirilmesi zorlaşacaktır. Bunun için kesinlikle uzman bir kişinin önerisine dikkatlice uyulmalı.
3. Bugünün teknolojisi kozmetik ve dermotolojik alanda kesin sonuç veren tedaviler sunmaktadir. En son teknoloji aha asiti “alfa hidroksi asit” ve glikolik asit tedavileri yapılmaktadır. Uzman bir kişi tarafından bu tedaviler sürdürülmeli ve evde aynı hafifletilmiş malzemelerle devam edilmeli.
4. Beslenme dışardan yapılan tedaviler kadar önemlidir. Belirli vitamin, mineral ve oligo elementlerle takviye şarttır. Bu iş için hem iyi bir diyet, hem de bitkisel olarak hazırlanmış ilaçlar kullanılması tavsiye edilir.
5. Deri ufak tefek sorunlar (örneğin sivilce, siyah nokta veya yağlanma) yapıyorsa el sürmemeye özen gösterilmeli. Unutulmaması gerekir ki bu yaşlarda derinize yapılabilecek doğru veya yanlış tedaviler ileride cildinizi pürüzsüz ve canlı kalmasının başlıca temelidir. Çoğunlukla gençlerde bu tür sorunlara müdahaleleri yanlıştır.
Sürekli siyah nokta ve sivilce sıkılmaya gidilir ve üzerine kapatıcı malzeme kullanılır. İşte bu işlem derinin yıpranmasına neden olur. Siyah noktalar bile çok özel maskeler ile tahriş yaratmadan temizlenebilir. Halbuki sıkma metodu ile hücrenin yapısı tekrar düzelmeyecek şekilde bozulabilir ve ileride lekeli ve açık gözenekli kalmasına neden olur. Özellikle bu tür sorunlar sıkma metodu ile tedavi edildiğinde güneşin ve kimyasal değişimlere maruz kalması ile deride pigment ve leke atar ve lekeler kalıcılaşır.
6. Yağlı derilerde genelde riboflavin b2 vitaminin eksikliği ile meydana gelebilir. Onun için bol bol süt tüketilmeli, karaciğer kullanılmalıdır. Ayrıca kimi durumlarda hayvansal gıda alerji etkisi yaratabilir. Bu tespit edilirse, en az 1 ay kırmızı et yenilmemeli.
7. Sokağa çıkıldığında nemlendirici kullanmak gerekir. Zira bugünün hava şartları koruyucu malzmelerin kullanılmasını gerektirmektedir (kir, sigara, egsoz dumanı vs). Sabah akşam yüzü temizlemek şarttır. Genç kızlarda yanlış ve ucuz kozmetik ürünleri bu tür sorunların oluşmasına yol açmaktadır.
-star
Örneğin sivilcelenme, akne, siyah nokta, aşırı kuruluk veya aşırı yağlanma gibi.
Bu yaşların başlaması ile birlikte düzenli bir cilt bakımı ve kozmetik malzemelerin kullanımı çok önemlidir. Böylece ileride oluşabilecek sorunların şimdiden giderilmesi sağlanır, cildin pürüzsüz ve zinde kalması garantilenir.
Gençlerin uyması gereken öneriler:
1. Sabun kullanma alışkanlığını bırakmak gerekir. Zira dünyanın en iyi sabunu bile olsa sabunun kurutucu etkisi vardır ve kurutması cildin dıştan gelen tehlikeli mikroplara karşı savunmasız kalmasına neden olur.
2. Sabun yerine temizleme sütü ve toniği bu yaş grubu için en idealidir. Çoğu genç kız alışkanlık ve yanlış bilgilendirme sonucu temizleme sütü yerine tonik kullanmaktadır. Temizleme sütleri üst deride ve bir alt katmanda birikmiş kirlerin, deri yolu ile atılmış ifrazatların gidermesini sağlar. Bunu cildi tahriş etmeden yapar. Tonik ise sütün kalıntılarını alır, gözeneklerin tekrar büzülmesini ve derinin bir sonraki işleme (krem sürmeye) hazır ve emici olmasını sağlar. Temizleme etkisi süt gibi değildir.
3. Sabah ve akşam nemlendirici kullanılması önerilir. Derinin siyah nokta yapma alışkanlığı varsa ve gözenekleri büyük ise gözenek sıkışaştırıcı kullanılması tavsiye edilir.
4. Haftada bir derin temizleme ve peeling yapılmalı. Böylece ciltte aşırı ölü hücre ve kirin birikmesi engellenir, cilt nefes alır. Eğer cilt aşırı yağlı ise haftada iki defa peeling yapılması önerilir.
5. Akneli ve sivilceli deriler ise özel bir itina ile temizlenip tedavi edilmelidir. Kesinlikle ihmal edilmemeli. İlk devrelerinde müdahale şarttır. Öncelikle sivilcelenmenin gerçek nedeni tespit edilmeli ve tedavi buna göre yapılmalıdır. Çoğunlukla ana nedenler cildin mikrop alması, yanlış beslenme, hormonal dengesizlikler, yemek alerjisi, güneş alerjisi, ciltteki faydalı vitaminlerinin eksilmesi ve strestir. Bu nedenler çoğunlukla kombine halinde veya tek başına olabilir, ama genelde bazıları direkt sebep iken diğerleri uyarıcıdır.
Akne ve sivilce erkeklerde de aynı nedenlere bağlı olarak oluşur.
Genç yaşlarda uyulması gereken hususlar:
1. Sabun ve uyarıcı cins kozmetik malzemeleri kullanılmamalı. Traş losyonu da dahil. Bunların yerine temizleme jelleri veya kremleri kullanılmalı.
2. Sivilcelenme sorunu meydana geldiği andan itibaren dikkatle tedavi edilmeli. Aksi takdirde fark edilmeden çoğalacak ve iyileştirilmesi zorlaşacaktır. Bunun için kesinlikle uzman bir kişinin önerisine dikkatlice uyulmalı.
3. Bugünün teknolojisi kozmetik ve dermotolojik alanda kesin sonuç veren tedaviler sunmaktadir. En son teknoloji aha asiti “alfa hidroksi asit” ve glikolik asit tedavileri yapılmaktadır. Uzman bir kişi tarafından bu tedaviler sürdürülmeli ve evde aynı hafifletilmiş malzemelerle devam edilmeli.
4. Beslenme dışardan yapılan tedaviler kadar önemlidir. Belirli vitamin, mineral ve oligo elementlerle takviye şarttır. Bu iş için hem iyi bir diyet, hem de bitkisel olarak hazırlanmış ilaçlar kullanılması tavsiye edilir.
5. Deri ufak tefek sorunlar (örneğin sivilce, siyah nokta veya yağlanma) yapıyorsa el sürmemeye özen gösterilmeli. Unutulmaması gerekir ki bu yaşlarda derinize yapılabilecek doğru veya yanlış tedaviler ileride cildinizi pürüzsüz ve canlı kalmasının başlıca temelidir. Çoğunlukla gençlerde bu tür sorunlara müdahaleleri yanlıştır.
Sürekli siyah nokta ve sivilce sıkılmaya gidilir ve üzerine kapatıcı malzeme kullanılır. İşte bu işlem derinin yıpranmasına neden olur. Siyah noktalar bile çok özel maskeler ile tahriş yaratmadan temizlenebilir. Halbuki sıkma metodu ile hücrenin yapısı tekrar düzelmeyecek şekilde bozulabilir ve ileride lekeli ve açık gözenekli kalmasına neden olur. Özellikle bu tür sorunlar sıkma metodu ile tedavi edildiğinde güneşin ve kimyasal değişimlere maruz kalması ile deride pigment ve leke atar ve lekeler kalıcılaşır.
6. Yağlı derilerde genelde riboflavin b2 vitaminin eksikliği ile meydana gelebilir. Onun için bol bol süt tüketilmeli, karaciğer kullanılmalıdır. Ayrıca kimi durumlarda hayvansal gıda alerji etkisi yaratabilir. Bu tespit edilirse, en az 1 ay kırmızı et yenilmemeli.
7. Sokağa çıkıldığında nemlendirici kullanmak gerekir. Zira bugünün hava şartları koruyucu malzmelerin kullanılmasını gerektirmektedir (kir, sigara, egsoz dumanı vs). Sabah akşam yüzü temizlemek şarttır. Genç kızlarda yanlış ve ucuz kozmetik ürünleri bu tür sorunların oluşmasına yol açmaktadır.
-star
Çocuklar İçin En Tehlikeli 10 Gıda
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 16:32 |
Etiketler:
Anne-Bebek,
Sağlık,
Sağlıklı Beslenme,
Yemek-İçmek

Amerikan Pediatri Akademisi, özellikle çocuklar için tehlikeli olabilecek 10 yiyeceği açıkladı:
1. SOSİS: Akademi, 10 yaşından küçük çocuklardaki boğulma olaylarının yüzde 17'sinin sosisten kaynaklandığını, sosisli sandviçin uyarıyla satılması gerektiğini söylüyor.
2. FUGU BALIĞI:Kâğıt kadar ince dilimler halinde satılan fugu balığında tetrodoksin adlı, oldukça etkili bir zehir bulunuyor.
3. ACKEE MEYVESİ:Batı Afrika ve Jamaika'da yetişen meyve kesildikten sonra kabuğunun kırmızıya dönmesi beklenmezse koma veya ölüme yol açabiliyor.
4. FISTIK:Toplam nüfusun yüzde birinin fıstık alerjisi var.
5. YEŞİLLİK:Ispanak, roka, marul, lahana, kıvırcık salata gibi yeşilliklerin iyi yıkanmaması bağırsak bakterilerine davetiye çıkarıyor.
6. IŞGIN:Bu Asya kökenli bitkiden fazlaca tüketildiğinde bitkideki toksinler zehirlenmeye yol açıyor.
7. TON BALIĞI:Dünyanın en çok tüketilen balıklarından olmasına rağmen çok fazla yenildiğinde sinir sistemine zarar vererek kalp hastalıkları riskini artırıyor.
8. MANYOK:Nişastası yapılan bu köklü bitki de eğer doğru tüketilmezse siyanür üreterek zehirlenme riski yaratıyor.
9. KAHVE:İçeceği elde edilen bu bitki, kalp krizine yol açmasının yanı sıra, uyuma zorluğu ve dişlerde sararmaya yol açıyor.
10. MANTAR:Bu bitkinin yabani olanları, zehirlenmelere ve hatta halüsinasyonlara neden oluyor.
-milliyet-
1. SOSİS: Akademi, 10 yaşından küçük çocuklardaki boğulma olaylarının yüzde 17'sinin sosisten kaynaklandığını, sosisli sandviçin uyarıyla satılması gerektiğini söylüyor.
2. FUGU BALIĞI:Kâğıt kadar ince dilimler halinde satılan fugu balığında tetrodoksin adlı, oldukça etkili bir zehir bulunuyor.
3. ACKEE MEYVESİ:Batı Afrika ve Jamaika'da yetişen meyve kesildikten sonra kabuğunun kırmızıya dönmesi beklenmezse koma veya ölüme yol açabiliyor.
4. FISTIK:Toplam nüfusun yüzde birinin fıstık alerjisi var.
5. YEŞİLLİK:Ispanak, roka, marul, lahana, kıvırcık salata gibi yeşilliklerin iyi yıkanmaması bağırsak bakterilerine davetiye çıkarıyor.
6. IŞGIN:Bu Asya kökenli bitkiden fazlaca tüketildiğinde bitkideki toksinler zehirlenmeye yol açıyor.
7. TON BALIĞI:Dünyanın en çok tüketilen balıklarından olmasına rağmen çok fazla yenildiğinde sinir sistemine zarar vererek kalp hastalıkları riskini artırıyor.
8. MANYOK:Nişastası yapılan bu köklü bitki de eğer doğru tüketilmezse siyanür üreterek zehirlenme riski yaratıyor.
9. KAHVE:İçeceği elde edilen bu bitki, kalp krizine yol açmasının yanı sıra, uyuma zorluğu ve dişlerde sararmaya yol açıyor.
10. MANTAR:Bu bitkinin yabani olanları, zehirlenmelere ve hatta halüsinasyonlara neden oluyor.
-milliyet-
Vişnenin 3 Müthiş Faydası
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 16:24 |
Etiketler:
Sağlık,
Sağlıklı Beslenme,
Şifalı Bitkiler,
Yemek-İçmek

Cilt Güzelliği Hakkındaki Efsaneler
Author: Yaşamkafe
| Tarih: 16:13 |
Etiketler:
Cilt,
Güzellik,
Kadın Sağlığı,
Sağlık

Sakın yapıp da cildiniz için bir hataya düşmeyin!
Hepimiz cilt bakımı konusunda uzmanız ve söyleyecek çok fikrimiz var.İşte böyle düşündüğümüz sürece hataya düşmemize sebep olacak güzellik mitleri:
Hemoroit kremi göz şişliğini dindirir. Tam tersi göz etrafında Preparation H kullanımı kuru ve kızarık cilde sebep olur. Kendi kullanım alanında hüküm sürmeye devam etmesi en iyisi.
Cilt gözenekleri açılır ve kapanır. Gözenek bir kapı ya da pencere değildir- açılıp kapanmazlar. Ama ölü bir cilt gibi bir şey gözeneği tıkarsa, genişleme yaratabilir. Bu yüzden de cilt temizliği ve ölü derilerden arınmak çok önemlidir.
Salatalık göz şişkinliklerine iyi gelir. Salatalığın kendisi şişkinliği dindirmez. Ama salatalıklar dolapta olmadıkları zamanlarda da uzun süre serinliklerini muhafaza edebilen sebzelerdir ve işte o soğukluk şişliklere iyi gelen esas nedendir; gözlerimizin etrafındaki damarların daralmasına sebep olur.
Sabun cilt için kötüdür. Sabunlar kül suyu ve hayvan yağı içerirken bu mit doğruydu. Ama bugün sabunlar daha az sert ve içlerinde nemlendiriciler de var.
Her gece yüzünüze vazelin sürmek kırışıklıkları önler. Petrol kırışıklıkların daha az görünmesine sebep olabilir ama yaşlanmayı önleyemez.
Alkolsüz daha iyidir. Her alkol kurumaya sebep olmaz. Yağlı alkoller de vardır ve yağlı yumuşatıcı demektir ve yumuşatıcı da daha yumuşak bir cilt.
-habertürk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)